Aralık, 2012 için arşiv

Canım Abim, Bu Gece

Yayınlandı: 12 Aralık 2012 makinebeyin tarafından Genel içinde

Canım Abim,
Bugün askerdeki ilk gecen.
İlk geceler hep zordur, bilirim.
Bu gecen, sevilen birinin vefatının ilk gecesi kadar büyük olmasa da,
Giden sevgilinin sonrasındaki yalnız ilk geceye benzemese de,
Büyük mutsuzlukların sonundaki ilk gece olmasa da,
Farklı bir zordur, bilirim.
2 yıl önce tam da bugündü.
Yine 12 Aralık gecesindeydi;
Senden önce yıllarca o yatağa uzanmış askerlerin bedenlerinin şeklini almış,
İçindeki çukura seni çeken yatağa uzanışım,
Tanımadığım ama gözlemlediğim,
Aynı dili konuştuğum ama o gün konuşamadığım yüzlerce adamla o koğuşa girişim,
Mavi ama sarı lekeli çarşafa uzanışım,
Benden öncekilerin kazıdıklarına, notlarına bakarken;
Yarın acaba nasıl bir gün olacak,
Neyle karşılaşacağım,
Umarım ailem beni merak etmiyordur,
Başlamak bitirmektir,
Ve bitecek deyişim…
Bu gece biraz üşüyebilirsin,
Oralar bizim eve, senin o güzel odana benzemez.
Isı yalıtımı oralara henüz gelmemiştir,
Gelsin de istenmez, askerliktir bu, derler.
Ama gecenin ilerleyen saatlerinde ısınır içerisi,
Malum insan ısısı, dünyanın en sağlam ısıtıcılarındandır.
Hatta gece 3 gibi öyle ısınır ki,
Bu sefer de terlersin.
Ama rahat ol, birazdan yine soğuyacak.
Sonra tam derin uykuna tekrar dalmışken,
Tok bir ses duyulacak;
Koğuş kalk!
Ve bundan sonraki tüm günlerde,
Yani en azından 17 Mayıs sabahına kadar hep aynı cümleyi duyacaksın.
Şimdi acele etmen gerekir,
Çünkü 2 dakika içinde tüm tuvaletler dolacak, tüm aynalar traşlar için ayrılacak.
Bizim evde hani bazen aynanın önünde birlikte diş fırçalardık ya,
Orda bir aynanın önünde 4-5 kişi fırçalayacaksınız.
Sonra herkes birbirine soracak;
Bot nasıl bağlanır,
Palaska nasıl sıkılır,
Paçalar içeri mi… diye.
Şimdi yatak düzeltme faslı.
Hem bizim evdeki gibi de kabul etmiyorlar,
Ama hemen öğrenirsin.
Kimler öğrenmedi ki.
Dışarı çıkma vakti geldi!
Hala karanlık ve daha kötüsü soğuk.
Her sabah bu saatte kalkılır mı diyenleri de duyacaksın.
Ama eminim bu da sana zor gelmeyecek.
Sonra kahvaltıya gidilecek,
Bir masaya ilk defa bu kadar kalabalık oturacaksın,
Bir elinle çatalı tutarken, bir elini dibindeki arkadaşının sandalyesinin arkasına atacaksın,
Yoksa nasıl sığacaksın o küçücük masaya!
Yemek konusunda da büyük beklentilerinin olmadığını biliyorum,
Zaten 2 dilim kaşar, 4 tane zeytin, bir tane de reçel gelecek.
Bir yandan seviniyorum, biraz kilo fazlan vardı, vereceksin.
Sonra sizi bir alanda toparlayacaklar.
Sizden sorumlu komutan gelecek,
Size konuşma yapacak,
Ne kadarını dinlersin bilmiyorum ama
Artık emir altındasın, hem de bir süre.
Kimisine göre çok uzun süre,
Ama senden fazla askerlik yapanlara,
Ve Nazım’ın hapisteki günleri kıyaslandığında,
Mikroskobik bir zaman.
Bana göre; 60 çarpı 24 çarpı 156. Dakika.
Çok mu ?
Yarın ve ondan sonraki gece ve sabahlarda,
Bu şaşkınlığın hiç olmayacak,
Etrafı öğrenecek, insanları tanıyacaksın.
Sonra biraz daha rahatlayacaksın…
Sadece biraz sabır, biraz daha sabır.
Abim,
Bu gece oradaki ilk gecen.
Ve unutma, tüm kalbim seninle.
Çünkü sen benim kanım, canım, dostum, abimsin…
Hem senin de iznin olursa,
Ben bu gece ilk kez senin yatağında uyuyacağım,
Sen ilk defa orada uyurken.
O güzel sesini duyana, gülümseyişini görene, kokunu koklayana, sana sarılana kadar,
Sevgiyle,
Huzurla,
Sabırla,
Barışla,
Ve Mutlulukla kal…

safak